Renklerin Efendileri: XIII. Yüzyıl Anadolusu’nun Tasavvuf Dünyasına Prosopografik Bir Yaklaşım
Anahtar Kelimeler:
Geylânî- Rıfâi- Vefâî- Kalenderî- Bayezidî- Dede Karkın- Ahi Evren- Mahmud Hayranî- Mevlana- Ertuğrul GaziÖz
XIII. yüzyıl Anadolusu’nun içinde bulunduğu siyasî, toplumsal ve dinî yapısının kaotik bir özellik gösterdiği muhakkaktır. Bu kaotik ortamın müsebbibi olan Moğolların önünden Anadolu’ya gelen kalabalık Türkmen topluluğunun ve özellikle bunların başındaki Osmanlıların atalarının, sonradan Müslüman olmuş putperest/şamanist oldukları yönündeki iddiaların esintilerini, “heterodoksî” tezinde bulmak mümkündür. Bu iddia, burada Osmanlı Devleti’nin tuttuğu resmî kayıtlar, “akâid” okumaları ve târikat geleneği içinde yer alan bilgilerle sınanmıştır. Vakıf sistemi çerçevesinde büyüyen Osmanlı Devleti’nin tuttuğu resmî kayıtların, yazılı belgeler ve güvenilir kişilerin rivâyetlerine dayandıkları bilinir. Bu çalışma, XIII. yüzyıl Anadolusu’ndaki siyasal, toplumsal ve dinî hayatına yön veren Ahi Evren Mahmud, Muhiyiddin İbn Arabî, Mahmud Hayrânî, Hacı Bektaş Velî, Cemalüddin Musa, Baba İlyas, Şeyh Ede-Balı ve Yunus Emre gibi önemli şahsiyetlerin; Abdülkadir-i Geylânî, Ahmed er-Rıfâî, Ebu’l-Vefa Bağdadî, Ahmed Yesevî, Kutbüddin Haydar, Evhadüddin Kirmanî, Şühabüddin Sühreverdî gibi XII. yüzyıl ile XIII. yüzyılın hemen başlarındaki tasavvuf dünyasının ileri gelen şahsiyetleri ile sıhriyetlerini ele almaktadır. Çalışmanın çıkış noktasını, Orhan Gazi ile Geyikli Baba arasında geçtiği belirtilen menkîbenin Aşıkpaşazâde ve Neşrî’ye ait bazı versiyonlardaki “Seyyid Elvan” ibaresi teşkil eder. Bu bağlamda Osmanlıların atalarının yukarıda isimleri geçen tasavvuf liderleriyle olan irtibatları ve Bayezid-i Bistamî ile Veysel Karanî’ye olan bağlılıkları gösterilmeye çalışılmıştır. Onların Peygamberin hırkasına vâris olan Veysel Karanî ve onun takipçisi durumundaki Bistamî ile ilgileri, peygamberi görmeden davasına gönülden sahip çıkmalarını örnek almalarından dolayıdır. Horasan Okulu, üveysî bir aşkı temsil ederken, bu okula bağlı mutasavvıfları kendilerine lider edinen Türkler, Matûridî akaidine ve Hanefî mezebine göre yetiştirilmişlerdi.